18 Şubat 2013 Pazartesi

Farklılıklarımız Zenginliklerimiz

 Hepinizin bir an da olsa sayamayacağı kadar paranız, kullanamayacağınız kadar beyniniz olsun istemişsinizdir. Zaten kim istemez ki? En azından ben istemeyen birine rastlamadım. İnsanlar küçük yaşlarından itibaren büyük bir rekabet ortamı içinde büyüyüp gelişirler. Anne baba çocuğunu sürekli başka çocuklarla karşılaştırıp durur. Her ne kadar kendileri eleştirilmeyi sevmese de. Bazı anne babalar da çocuğa geçmişte başaramadığı, o hep hayalindeki ama sahip olamadığı geleceğini çocuğunun sahip olmasını ister. Ama insanoğlunun istekleri sınır bilmez olduğunu da unutmak lazım.
 Anne babanın öğrenmesi gereken daha çok şey var. Şunlar gibi:
 Dünyadaki tüm çocukların öğrenme kapasitesi aynı ve eşit olamaz her çocuğun algılama kapasitesi farklıdır. İşte bu dünya düzeninini sağlayan ve insanların zenginliklerinin bir numaralı nedeni. Şöyle bir düşünün dünyadaki tüm insanların zekaları ve paraları aynı olsaydı neler olmazdı ki. Dünyada ne sokaklarımızı o pis çöplerden kurtaracak çöpçüler, ne o oturduğumuz evlerin inşaatında çalışacak işçiler ve daha nice nice meslekler kalırdı dünyada. Hepsi sonbaharda ağaçların döktüğü yapraklar gibi teker teker yok olurdu dünyamızdan. Sınıfları düşünün o biricik okulumuzun masum sınıflarını herkesin aynı zekaya sahip olduğu bir sınıfta ne zeki kalırdı, ne tembel. Peki onlara ders verecek öğretmenler nereden bulunacak. Tabi herkesin aynı zekaya sahip olduğu bir dünyada öğretmen olmak isteyecek pek fazla kişi tanımıyorum ben açıkçası.
 Bu dönemde artık insanların gözünde her şeyin para olduğu bu dönemde insanların mesleklerini seçerken yeteneklerine değil de maaşlarına baktığı, herkesin her şeyi para ile satın alabileceğini sandığı bu dönemde mesleklerin kaybolması işten değil. İnsanlar zenginliklerinin farkına varmalı sınıftaki durumundan, seçtiği meslekten şikayet emek yerine topluma kattığı zenginliği düşünerek hayatını üzün ve kederle geçirip emekliliğini bekleyip yaşamı kendine eziyet olmaktan çıkarmalı. Çünkü şunu da bilmeli ki o eziyeti sadece kendisine değil etrafındakilere de yaşatıyor. O güzelim çocuklar etrafındakilerden gördüğü bu sonbahar manzarasını gördüklerinde bir ağacın yaprakları gibi teker teker kopup gidiyor bu yaşamdan daha ilkbaharı yaşamadan.
                                  LÜTFEN ZENGİNLİKLERİMİZİN FARKINA VARALIM
                                                                                                              Daha sonbahara çok var.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder